WOLKSWAGEN SKANDALI
ABD’ deki emisyon testlerindeki usulsüzlük sebebiyle son günlerde dünyanın gündeminde yer alan wolkswagen markasını birazda kendi merakımdan ötürü detaylı bir şekilde ele almaya karar verdim. Bu bağlamda öncelikle şirketin tarihçesine kısaca bir göz atalım.
Wolkswagen Tarihçesi
1937 yılında Almanya’da halk tipi otomobil üretimi için Alman Otomotiv Birliği’ ne kurdurulan markanın ismi, Almanca’ da halkın arabası anlamına gelmektedir. Wolkswagen grubu ayrıca Audi, Porsche, Bentley, Bugatti, Lamborghini, Seat, Skoda gibi markaların da sahibidir. Wolkswagen slogan olarak birçoğumuzun kulağına aşina olan Das Auto’ yu kullanmaktadır.
Emisyon Nedir?
ABD’ deki emisyon testlerinde ortaya çıkan usulsüzlük markayı dünyanın bir numaralı gündemi yaptı desek sanırım yalan olmaz. Peki ama emisyon nedir? Şimdi konuyu biraz açalım. Emisyon: Bir aracın yarattığı hava kirliliğini tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Belirli dönemlerde düzenli olarak yapılan emisyon testi sonucunda araçların trafiğe çıkmaya uygun olup olmadıkları belirlenir. Muayene sonucunda araç sahiplerine emisyon ruhsatı ya da emisyon pulu verilir.
Skandal Ortaya Nasıl Çıktı?
Bir araştırma grubu Almanya’nın Amerika için ürettiği araçların Avrup’daki araçlardan daha temiz ve çevre için daha uygun olduğu görüşüyle hareket ederek bir takım testler yaptı. Ancak sonuç beklenenin tam tersini verdi. Araştırma grubu nerede hata yaptıklarını anlamak amacı ile bir süre daha konu üzerinde araştırma yaptı ve iki ay gibi bir süre sonunda elde edilen değerlerin doğru olduğu sonucuna varıldı. Bu sonuç Amerikan Çevre Ajansı’ nı ( EPA ) alarma geçirdi. Wolkswagen’in dizel motorlu araçların egzoz gazı değerlerini düşük gösteren gizli bir bilgisayar yazılımı kullandığı ortaya çıktı. Eylül ayı başlarında ise Wolkswagen Amerikan Çevre Ajansı’ na dizel motorların yazılımında manipülasyon yaptığını itiraf etti.
Skandaldan Sonra Gelişmeler
1- Wolkswagen’ de emisyon testlerindeki manipülasyon gerçeğinin ardından şirkette istifa eden CEO Martin Winterkorn’ un yerine Yönetim Kurulu Başkanlığı’ na Matthias Müller seçildi.
2- Skandal’ın ortaya çıktığı ilk günlerde şirket 500.000 aracı geri çağırmıştı. Ancak dünyada 11 milyon Wolkswagen marka aracının manipülasyon skandalından etkilendiği belirtiliyor.
3- Şirket manipülasyon skandalında ilk hesabı borsada ödedi. Özellikle CEO Martin Winterkorn’ un istifasının ardında şirketin hisseleri borsada sert düşüşler yaşadı.
4- İsviçre Hükümeti ülkede Wolkswagen araç satışını durdurdu.
5- Dolaylı yönden de olsa diğer markalarda bu skandaldan etkilendi. Birçok markanın aracı emisyon testi başta olmak üzere, testlere tabi tutulmaya başladı. Hatta bu markalardan biri olan Mercedes; ‘ Wolkswagen Grup’un kullandığı yöntem etik dışı. Böylesi bir manipülasyona göz yummak markamızı zedeler. Araçlarımıza güveniyoruz.’ Açıklamasında bulundu.
6- Birçok ülke şirkete tazminat davası açmak için işlemlere başlarken Wolkswagen’in 3 milyar dolara yakın bir tazminat ödemekle karşı karşıya kalabileceği bu durumda şirketin iflas etme olasılığının bir hayli yüksek olacağı belirtiliyor.
Kişisel Yorumum
Wolkswagen gibi binlerce çalışanı olan, otomotiv sektörünün lokomotif taşlarından biri olan şirketin, hangi mantıkla böyle bir manipülasyona imza atarak şirketin geleceğini tehlikeye düşürdüklerini anlamak gerçekten zor. Ben bunu ancak dünyanın bir numaralı otomotiv şirketi olma hırsı ile açıklayabiliyorum. Matthias Müller’ in ‘Bozulan imajımızı bir an önce düzeltmeye çalışacağız.’ Açıklamasını gerçekçi bulmuyorum. Şirket ödemekle karşı karşıya kalabileceği 3 milyar dolara yakın tazminatı ödeyip hayatta kalsa bile eski satış başarısını yakalayabilecek mi? Tüketicilerin kafasında Wolkswagen şüpheli bir marka haline düşmüştür. Bu konu bana daha önce yazdığım ‘REKLAMIN İYİSİ DE KÖTÜSÜ DE OLUR’ isimli makalemi hatırlattı. Makaleyi okumak için tıklayınız.https://link.tl/pq5R Bu makaleden hareketle Wolkswagen reklamını yaptı ve rakiplerine kazandırdı demek yanlış olmayacaktır.