#ProfesyonellerKonuşuyor- Tuğba Eser İle İnsan Kaynakları Yönetimi Üzerine Söyleşi

28.04.2019 13:29
#Profesyonellerkonuşuyor köşesinde Nisan ayı konuğum; İnsan Kaynakları Uzmanı olarak görev yapan Tuğba Eser. Kendisi ile İnsan Kaynakları Yönetimi'nin etki alanına giren konulara dair keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Bu arada İK profesyonellerine soru sormak ya da bu köşede ben de konuşmak istiyorum diyorsanız, benimle iletişime geçebilirsiniz.
C.D: Tuğba Hanım öncelikle davetimi kırmayarak  konuk olduğunuz için teşekkür ediyorum. 
T.E: Davetiniz için ben teşekkür ederim.                                                                                                
C.D: Organizasyonlar içinde genelde farklı kuşak çalışanlar yer alıyor ve yeri geldiğinde kuşak çatışmasına da şahit olabiliyoruz. Bu etkileri en aza indirgeyebilmek adına İK’nın rol ve sorumlulukları ne olabilir?
T.E: Bu aşamada en önemli şeyin kurum kültürü olduğunu düşünüyorum. Kuşak çatışmaları daha çok geleneksel yönetim anlayışı ile işletilen şirketlerde/ işletmelerde yaşanıyor. Yönetim anlayışı bu aşamada oldukça etkili. İK' nın etki alanı çoğu zaman bu duruma bağlı olsa da ; İK bu gibi durumlarda doğru gözlem, doğru bilgilendirme ve aksiyonlar alarak bu durumu aza indirebilir. Örneğin bir kuşağın (x)  deneyimleri ile diğer kuşağın (y) öğrenme isteğini birleştirebilecek etkinlikler yapabilir. Kariyer planları ve eğitim programlarına ağırlık vermek bu konuda etkili olabilir. 
C.D: Çalışan Bağlılığı oluşturma noktasında İK kaynaklarını nasıl kullanmalı ve tüm paydaşları aidiyetin önemine nasıl ikna etmelidir.
T.E: Her zaman aidiyete önem veren biri oldum bu yüzden kendim bunu sağlayabilmek için çalışmalarımda da buna dikkat ederim. Örneğin bir çalışanın doğum gününü kutlamak bile ona kendini özel ve değerli hissettiriyor. Ya da yılını dolduran personele yapılan tebrik aynı şekilde uzun yıllardır çalışan personele yapılan küçük jestler bence çok etkili ve bu gibi küçük nüansları yakalayabilmek önemli. Aidiyetin önemini hepimiz biliyoruz ama iş hayatında bunun sağlanabilmesi için öncelikle kurumun çalışanın hak ve sorumluluklarını karşılayabiliyor olması, kriz yönetimindeki tavrı ,sağlayabildiği sosyal haklar  da başlı başına önemli. İK bu aşamada; İhtiyaç anında doğru ve kesin bilgilendirme yapabilmeli , etkinlikleri yönetebilmeli ve herkese eşit mesafede durabilmeli.
C.D: Profesyonel hayatta şu söz çok meşhurdur:  “ Çalıştığınız şirketlerle duygusal bağ kurmayın” bu söze katılıyor musunuz?  
T.E: Evet, bu bence profesyonel hayatın kilit sözcüklerinden. Bana göre bu durum kişinin karakteristik özelliklerine göre de fark edebiliyor; özellikle de hayatının merkezine işi ve kariyeri koyan insanlar bunu yaşıyor. Ben 6 ay çalışıp ve çok fazla anı biriktirip ağlaya ağlaya şirketten ayrılan personeller de tanıdım, 13 yıl çalışıp hiçbir şey yaşamamış gibi işini bırakıp giden personeller de tanıdım. Burada oraya duyduğunuz aidiyet duygusu da çok önemli. Ancak şu var ki ; Bu bağı kuran çalışanların motivasyonları birçok konuda daha çabuk bozulabiliyor. Profesyonel çalışma hayatı herkese eşit olan bir altyapı üzerine kurulduğu için kimseye ayrıcalık tanımıyor bu da bazen üzücü olabiliyor. Bazen her an orada olmayabilirmişsiniz gibi kendinize telkin vermek olası olumsuz durumlarda süreci yönetebilmeyi kolaylaştırabilir. Ama yapabiliyorsanız da çalıştığınız şirketlerde duygusal bağ kurmayın. 
C.D: Hem okurlardan gelen hem de benim merak ettiğim bir soruyu size sormak istiyorum. Linkedin iş dünyasına hitap eden profesyonel bir platform olarak kuruldu. Ancak Türkiye’de sosyal medya platformu olarak kullanıldığına dair algı mevcut. Linkedin de iş bulmak mümkün mü? 
T.E: Uzun zamandır aktif olarak kullanmadığım bir portal. Çünkü son zamanlarda amacını çok aştı. İnsanlar bu ağı bile kendince farklı fırsatlara çevirdi. Zaten birçok aktif kullanıcının geri bildirimleri de olumlu değil. Dikkatli kullanıldığında ve doğru iş ağı ile etkileşim halinde olduğunda halen verim alınabilir çünkü buna dikkat eden firmalar da mevcut. Fakat benim için öncelikli değil ve ben iş bulmak konusunda önermiyorum.
C.D: Endüstri 4.0,  dijitalleşen İK, yapay zeka derken bugünkü birçok mesleğin değerini yitireceği ve ve gelecekte yeni mesleklerin ortaya çıkacağı konuşuluyor. Bugünün gençleri sizce nasıl bir kariyer planlaması yapmalı.
T.E: Ne kadar değişirse değişsin insana dokunacağınız işler olacaktır. Bu nedenle geçmiş ve günümüzdeki işleyişler konusunda bilgi sahibi olmak her zaman insanı bir adım daha öne çıkartır. Kariyer planlaması yapılırken öncelikle hayallerin unutulmaması gerektiğini hatırlatmak isterim. Hedefleri hayaller belirler ve her ne kadar klişe gibi görünse de kişinin kendini  birkaç yıl sonra nerede görmek istediği,  konusunda yoklaması hem kendi kendini yönetmek hem de sevdiği işi yapmak konusunda daha net bir resim ortaya koyacaktır. Nereye ve ne zaman ulaşmak istediğiniz konusunda kararlı olmalısınız. Hayatın çoğu çalışarak geçecek ve sevdiğiniz, mutlu olduğunuz dahası kendinizi bulduğunuz bir işi yapmak hayatı da daha yaşanır hale getirecektir.
 
C.D: Şirketlerde yaşanan mobbing vakalarına ait çok çarpıcı istatistikler mevcut. Bu noktada mobbing mağdurları nasıl bir yol izlemeli? 
T.E: Bu aşamada doğru iletişim kurmak sonuca ulaşmayı hızlandıracaktır. Mobbing yapıldığını düşünüyorsanız öncelikli olarak ilgili birimle konuyu paylaşmakta fayda var.  Mobbing’e maruz kalanlar ÇSGB, TBMM, Anayasa Mahkemesi, BİMER, Alo 170, Kamu Görevlileri Etik Kurulu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Türkiye İnsan Hakları Kurumu ve İl, İlçe İnsan Hakları Kurulları’na başvuru yapabilirler. Yapılan şikayet sonucu mobbing yapıldığını kanıtlamak için kamera kayıtları, e- mailler, verilen işlerle ilgili belge ve örnekler alınarak delil olarak sunulabilir. 
 
#Profesyonellerkonuşuyor köşesinde Nisan ayı konuğum; İnsan Kaynakları Uzmanı olarak görev yapan Tuğba Eser. Kendisi ile İnsan Kaynakları Yönetimi'nin etki alanına giren konulara dair keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Bu arada İK profesyonellerine soru sormak ya da bu köşede ben de konuşmak istiyorum diyorsanız, benimle iletişime geçebilirsiniz.
 
C.D: Tuğba Hanım, öncelikle davetimi kırmayarak  konuk olduğunuz için teşekkür ediyorum. 
T.E: Davetiniz için ben teşekkür ederim.                                                                                                
 
C.D: Organizasyonlar içinde genelde farklı kuşak çalışanlar yer alıyor ve yeri geldiğinde kuşak çatışmasına da şahit olabiliyoruz. Bu etkileri en aza indirgeyebilmek adına İK’nın rol ve sorumlulukları ne olabilir?
T.E: Bu aşamada en önemli şeyin kurum kültürü olduğunu düşünüyorum. Kuşak çatışmaları daha çok geleneksel yönetim anlayışı ile işletilen şirketlerde/ işletmelerde yaşanıyor. Yönetim anlayışı bu aşamada oldukça etkili. İK' nın etki alanı çoğu zaman bu duruma bağlı olsa da ; İK bu gibi durumlarda doğru gözlem, doğru bilgilendirme ve aksiyonlar alarak bu durumu aza indirebilir. Örneğin bir kuşağın (x)  deneyimleri ile diğer kuşağın (y) öğrenme isteğini birleştirebilecek etkinlikler yapabilir. Kariyer planları ve eğitim programlarına ağırlık vermek bu konuda etkili olabilir. 
 
C.D: Çalışan Bağlılığı oluşturma noktasında İK kaynaklarını nasıl kullanmalı ve tüm paydaşları aidiyetin önemine nasıl ikna etmelidir?
T.E: Her zaman aidiyete önem veren biri oldum bu yüzden kendim bunu sağlayabilmek için çalışmalarımda da buna dikkat ederim. Örneğin bir çalışanın doğum gününü kutlamak bile ona kendini özel ve değerli hissettiriyor. Ya da yılını dolduran personele yapılan tebrik aynı şekilde uzun yıllardır çalışan personele yapılan küçük jestler bence çok etkili ve bu gibi küçük nüansları yakalayabilmek önemli. Aidiyetin önemini hepimiz biliyoruz ama iş hayatında bunun sağlanabilmesi için öncelikle kurumun çalışanın hak ve sorumluluklarını karşılayabiliyor olması, kriz yönetimindeki tavrı ,sağlayabildiği sosyal haklar  da başlı başına önemli. İK bu aşamada; İhtiyaç anında doğru ve kesin bilgilendirme yapabilmeli , etkinlikleri yönetebilmeli ve herkese eşit mesafede durabilmeli.
 
C.D: Profesyonel hayatta şu söz çok meşhurdur: “ Çalıştığınız şirketlerle duygusal bağ kurmayın” bu söze katılıyor musunuz?  
T.E: Evet, bu bence profesyonel hayatın kilit sözcüklerinden. Bana göre bu durum kişinin karakteristik özelliklerine göre de fark edebiliyor; özellikle de hayatının merkezine işi ve kariyeri koyan insanlar bunu yaşıyor. Ben 6 ay çalışıp ve çok fazla anı biriktirip ağlaya ağlaya şirketten ayrılan personeller de tanıdım, 13 yıl çalışıp hiçbir şey yaşamamış gibi işini bırakıp giden personeller de tanıdım. Burada oraya duyduğunuz aidiyet duygusu da çok önemli. Ancak şu var ki ; Bu bağı kuran çalışanların motivasyonları birçok konuda daha çabuk bozulabiliyor. Profesyonel çalışma hayatı herkese eşit olan bir altyapı üzerine kurulduğu için kimseye ayrıcalık tanımıyor bu da bazen üzücü olabiliyor. Bazen her an orada olmayabilirmişsiniz gibi kendinize telkin vermek olası olumsuz durumlarda süreci yönetebilmeyi kolaylaştırabilir. Ama yapabiliyorsanız da çalıştığınız şirketlerde duygusal bağ kurmayın. 
 
C.D: Hem okurlardan gelen hem de benim merak ettiğim bir soruyu size sormak istiyorum. Linkedin iş dünyasına hitap eden profesyonel bir platform olarak kuruldu. Ancak Türkiye’de sosyal medya platformu olarak kullanıldığına dair algı mevcut. Linkedin de iş bulmak mümkün mü? 
T.E: Uzun zamandır aktif olarak kullanmadığım bir portal. Çünkü son zamanlarda amacını çok aştı. İnsanlar bu ağı bile kendince farklı fırsatlara çevirdi. Zaten birçok aktif kullanıcının geri bildirimleri de olumlu değil. Dikkatli kullanıldığında ve doğru iş ağı ile etkileşim halinde olduğunda halen verim alınabilir çünkü buna dikkat eden firmalar da mevcut. Fakat benim için öncelikli değil ve ben iş bulmak konusunda önermiyorum.
 
C.D: Endüstri 4.0,  dijitalleşen İK, yapay zeka derken bugünkü birçok mesleğin değerini yitireceği ve ve gelecekte yeni mesleklerin ortaya çıkacağı konuşuluyor. Bugünün gençleri sizce nasıl bir kariyer planlaması yapmalı?
T.E: Ne kadar değişirse değişsin insana dokunacağınız işler olacaktır. Bu nedenle geçmiş ve günümüzdeki işleyişler konusunda bilgi sahibi olmak her zaman insanı bir adım daha öne çıkartır. Kariyer planlaması yapılırken öncelikle hayallerin unutulmaması gerektiğini hatırlatmak isterim. Hedefleri hayaller belirler ve her ne kadar klişe gibi görünse de kişinin kendini  birkaç yıl sonra nerede görmek istediği,  konusunda yoklaması hem kendi kendini yönetmek hem de sevdiği işi yapmak konusunda daha net bir resim ortaya koyacaktır. Nereye ve ne zaman ulaşmak istediğiniz konusunda kararlı olmalısınız. Hayatın çoğu çalışarak geçecek ve sevdiğiniz, mutlu olduğunuz dahası kendinizi bulduğunuz bir işi yapmak hayatı da daha yaşanır hale getirecektir.
 
C.D: Şirketlerde yaşanan mobbing vakalarına ait çok çarpıcı istatistikler mevcut. Bu noktada mobbing mağdurları nasıl bir yol izlemeli? 
T.E: Bu aşamada doğru iletişim kurmak sonuca ulaşmayı hızlandıracaktır. Mobbing yapıldığını düşünüyorsanız öncelikli olarak ilgili birimle konuyu paylaşmakta fayda var.  Mobbing’e maruz kalanlar ÇSGB, TBMM, Anayasa Mahkemesi, BİMER, Alo 170, Kamu Görevlileri Etik Kurulu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Türkiye İnsan Hakları Kurumu ve İl, İlçe İnsan Hakları Kurulları’na başvuru yapabilirler. Yapılan şikayet sonucu mobbing yapıldığını kanıtlamak için kamera kayıtları, e- mailler, verilen işlerle ilgili belge ve örnekler alınarak delil olarak sunulabilir. 
 
Biyografi
 
Tuğba Eser- İnsan Kaynakları Uzmanı
 
04.09.1989 da  Sivas ’da doğdu. Kocasinan Lisesi Müfredat Laboratuvar Okulundan sonra Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümünden mezun oldu. Şuan Atatürk Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği bölümünde öğrenci. İş hayatına 2006 yılında başladı.2011 yılında ilk İnsan Kaynakları deneyimini yaşadı. İnsan Kaynakları Yönetimi, Bordro & Özlük , İş Hukuku konuları hakkında eğitimler aldı. Şuan sektörü inşaat olan bir şirkette ağırlıklı mavi yaka ile çalışarak İk’nın tüm süreçleri ile ilgili görevine devam ediyor.
Futbola ilgisi var, Fenerbahçe taraftarı. Bağımsız dernek ve yardım kuruluşlarında gönüllü olarak yer alıyor. Çoğunluğunu Halk Danslarının oluşturduğu amatör bir kuruluşta dansçı.
Kişisel felsefesi ise ‘ bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma.’
 
İletişim : eser.ttgb@gmail.com
İnstagram : tgb.eser
Twitter : habalahubalaa