Konu başlığı ilginç gelse de içerik olarak verilenler doğru.
Mülakatçıyı Tavlamak
MÜLAKATÇIYI TAVLAMAK
Günümüzde başvuruda bulunduğunuz bir pozisyonla ilgili mülakata çağırılmak, en az iş teklifi almak kadar kıymetli bir hale geldi. Yüzlerce özgeçmiş arasından sizin özgeçmişinizin o pozisyon için davete değer görülmesi; Sizin özgeçmişinizi hazırlama biçiminiz, deneyimlerinizin pozisyona uygunluğu v.b. kıstaslarla değerlendirilmiş olsa da mülakat sürecini başarılı bir şekilde tamamlamak için bunlar yeterli olmayabilir.
Özgeçmişiniz ne kadar iyi olsa da, deneyimleriniz bu pozisyon için ne kadar yeterli gibi gözükse de, kendinizi ilgili pozisyon için en uygun aday olduğunuza mülakatçıyı ikna etmeniz gerekiyor. Hatta mülakatçının sempatisini kazanarak mülakatçıyı tavlamanız gerekiyor.
Mülakatçı Nasıl Tavlanır?
Adayların öncelikle o ilk telefonu aldıkları ana dönelim. Mülakat için bir randevu oluşturulurken adayın, kiminle görüşeceğim? Kendisinin pozisyonu nedir? Gibi iki soruyu yöneltmesi gerekiyor. Bu iki soruya alacağı cevap mülakatçıyı tavlamak için çok kritik bilgiler.
Mülakatçıyı tavlama konusunu detaylandırmadan önce mülakatçının antipatisini kazanmamak için hala adayların uyumlanmakta zorluk çektiği bazı genel geçer konuları hatırlatmak istiyorum.
- Mülakata belirlenen saatte katılın. Görüşme noktasına gerekirse erken gidin ancak geç kalmayın. Kalacaksanız da yetkiliyi arayıp durumunuz ve gecikeceğiniz hakkında bilgi verin.
- Şirketin kıyafet politikasını bilmediğiniz için genel geçer kurumsal kimliğe uygun bir kıyafet tercih edin.
- Eğer iş başvurusu sırasında araştırmadıysanız gideceğiniz kurumu mülakattan önce mutlaka araştırın. Şirketin linkedin sayfası ve web sitesi size referans olacaktır. Buradaki yapılan en büyük hata adayların şirketi araştırmaması ya da tamamen tüm bilgiyi ezberlemeye çalışmaları. Kurumun kuruluş yılı, ürün ve hizmetleri, müşteri portföyü ve faaliyette bulunduğu lokasyonları bilmeniz yeterli.
Mülakatçıyı tavlama konusunu detaylandıralım. Mülakata katılan bir adayın, mülakatçının da bir insan olarak duyguları, ilgi alanları olduğunu unutmaması gerekiyor. Mülakatçıyı tavlamak içinse mülakatçının ilgi alanlarını keşfetmemiz gerekli. Bunun içinse bilgilerini öğrendiğimiz mülakatçıyı, linkedin ve sosyal medya hesaplarından araştırmaya başlıyoruz. Mülakatçı bir blog yazarı, bir doğa gezgini ya da kedilere karşı ilgisi olan bir profil olabilir. Eğer ortak bir noktanız varsa belki de ortak bir tanıdığınız mülakatın sonunda konuyu bir şekilde profesyonel sınırlar çerçevesinde bu noktaya taşımak, mülakatçı zihninde pozitif etki bırakacaktır. Mülakatçıyı tavlamak için, mülakatçının zihninde olumlu bir yer edinmemiz gerekiyor. Bunu sadece özgeçmişiniz ve deneyimlerinizin gücü ile başarmaya çalışmak her zaman yeterli olmuyor. Şimdi bazı mülakat anılarını inceleyelim.
Mülakatçıların Mülakat Anıları:
Demir-Çelik sektöründen bir mülakatçı: “ Üretim personeli pozisyonu için gelen özgeçmişlere istinaden mülakat organizasyonu yapıyorum. Bir özgeçmiş dikkatimi çekti. Daha önce bu pozisyon özelinde böyle bir özgeçmişle karşılaştığımı hatırlamıyorum. Oldukça düzenliydi. Özgeçmişte bir web adresi dikkatimi çekti. Merak edip bu linki açtım. Bunun bir hacker yetiştirme sitesi gibi bir şey olduğunu tahmin ettim. Aday ile mülakat organizasyonumuzun sonunda konuyu bu web sitesine getirdim. Kendisi bu web sitesinin istihbarata ait olduğunu ve onların gösterdiği adrese bu site üzerinden toplu siber saldırılar yaptıklarını büyük bir adanmışlık ve sorumluluk duygusu ile anlattı. Bu durum ne kadar doğru bilemiyorum ama benimde siber dünyaya olan ilgim sebebi ile aday bende olukça pozitifti. Ayrıca bu adanmışlığı ve sorumluluğu bizim işimizde de gösterebileceği izlenimi vermişti. Nitekim adaya iş teklifi yaptık. Ancak ücret sebebi ile teklifimiz kabul görmedi. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen bu mülakat deneyimi zihnimde hala dün gibi.”
Perakende sektöründen bir mülakatçı: “Dijital Pazarlama Uzmanı pozisyonunda bir arayışımız vardı. Birçok aday ile görüştük ancak istenen niteliğe tam olarak uygun bir adayla henüz karşılaşamamıştık. Elimizde mülakata çağırılacak son bir aday özgeçmişi kalmıştı. Kendisi ile mülakatımız oldukça iyi ilerliyordu. Freelance olarak e-ticaret işi ile ilgileniyormuş ve e-ticaret, dijital pazarlama gibi konularda eğitimler veriyormuş. Bana da konular hakkında ilgim olup olmadığımı sordu. Bende yıllardır ertelediğim ve üzerine hiç düşmediğim bir e-ticaret girişimi fikrimden bahsettim. Bana birkaç fikir önerdi ve destek olabileceğinden bahsetti. İK Departmanı olarak adayı olumlu olarak değerlendirdik. Girişimimi uygulamaya kara verirsem kendisinden danışmanlık almayı planlıyorum.”
Üretim sektöründen bir mülakatçı: “ İnsan Kaynakları Departmanı arayışta olduğumuz Mali İşler Müdürü pozisyonu için benimle tanıştırmak üzere 3 özgeçmiş iletti. Özgeçmişlerin hepsi çok değerliydi. Yaşadığımız bazı finansal problemler üzerine sohbet ediyor fikir alışverişinde bulunuyorduk. Genel olarak iyi adaylardı ve fikirleri değerli olmasına karşın istediğim adayla bir türlü tanışamamıştım. Üçüncü aday uzun yıllar büyük finans kurumlarının mali işler departmanında çeşitli görevler üstlenmişti ancak yöneticilik tecrübesi azdı. Şirketin yaşadığı bir döviz problemi ile ilgili finansal piyasalar hedge etmek ( ters işlem açmak) diye bir şeyden bahsetti. Böylece kambiyo zararı riskimizi bertaraf edecekmişiz. Daha sonra kişisel yatırımlar ve borsa konusuna girerek mülakatımız bir sohbet havasına büründü. Yöneticilik tecrübesi az olmasına karşın ona bu pozisyon için bir fırsat vermeyi uygun gördüm.”
Mülakat anılarından da anlayacağınız üzere bu yaşanalar adayların planlı stratejileri mi bilmiyoruz. Ancak adayların mülakatçılarla bir orta nokta yakalayarak zihinlerinde pozitif bir etki bıraktığını anlayabiliyoruz. Artık sizde iş arama sürecinizde ne kadar değerli bir kariyer geçmişiniz olsa da, nitelikleriniz aranılan pozisyon için ne kadar uygun olsa da, mülakatçı zihninde pozitif bir etki bırakmak için mülakatçıyı tavlamanızın iş teklifi almak için önemli olduğunu fark etmiş olmalısınız.