Mülakat Anılarımla İşe Alımcılardan Öğrendiklerim

25.06.2016 21:19
İŞE ALIMCILARDAN ÖĞRENDİKLERİM
Vatani görevi tamamladıktan sonra çok özlediğim çalışma hayatına bir an önce dönmenin hayali ve hırsıyla birazda hızlı hareket ederek iş arayışı içine girmiştim. Bu süreç içerisinde işsizlik psikolojisi ve bu psikoloji ile başa çıkabilme gibi teknikler sürekli araştırdığım ve uygulamaya çalıştığım bir konu haline dönüştü. Çok farklı sektörlerde, çok farklı insan kaynakları profesyonelleri ile tanıştığım gibi kulaklarınıza inanamayacağınız mülakat anıları yaşadım. Aslında askerlik engelinin ortadan kalkmasının ardından tecrübemde olduğunu varsaydığımda hayalini kurduğum işe çabuk ulaşacağımı düşünürken, her ne kadar iş görüşmesi için geri dönüşler alsam da inanılmaz gergin ve gülünç görüşmeler geçirdim. Görüştüğüm işe alımcılar ya da İK profesyonellerinde gördüğüm birçok olumsuz davranışı kendi gerçekleştireceğim mülakatlarda yapmamak üzere feyz aldım. Ben bu satırları yazarken inanın hala gülüyorum ve sinirleniyorum. Bu makaleyi okurken kendinizi benim yerime koyup empati yaparsanız eminim sizde benzer duyguları hissedeceksiniz. 
İlk görüşmem inşaat sektöründe faaliyet gösteren bir şirketle oldu. Ancak yine ulaşım sebebiyle aynı zamanda şirketin mali problemleri sebebiyle ben olumsuz sonuçlandırdım görüşmeyi. Bu görüşmede en çok dikkatimi çeken konu mülakatçının bana şirketin özel durumu hakkında bilgi vermesi oldu konu şöyle; ‘ Cihan Bey, bu bilgilerin gizli kalacağını temenni ederek sizinle paylaşıyorum, şirket biraz plansız ve agresif büyümeye yapmaya kalkmış bu yüzden mali problemleri var yani maaşınızı zamanında alamayabilirsiniz, gecikmeler yaşanabiliyor. Bunu söylüyorum çünkü eğer birlikte çalışırsak ilerde bu konu yüzünden motivasyonunuzun bozulmasını istemem.’ Mülakatçı bu hareketi ile gerçekten takdirimi kazandı.      
Birkaç haftalık aranın ardından, yine inşaat ve yapı malzemeleri alanında faaliyet gösteren bir holdinge iş görüşmesine gittim. Bu mülakatçı bayandan son derece etkilendim. Mülakat tarzı,iş konusunda beni bilgilendirmesi, benden beklentileri, beni olumlu bulduğunu söylemesi.İlk görüşmemizde ücret konusundaki teklifini de kabul ettim. Hani şimdi çalışmaya başla demiş olsa inanın başlardım. Bana çalışacağım odayı dahi gösterdi. Ancak bir kaç adayla daha görüşme programı olduğunu bana önümüzdeki hafta mutlaka haber vereceğini söyledi. Günleri saya saya bitiremiyordum. Söylediği gün gelip çattığında ise beni aramadı. Asıl ilginç olanı ben onu aradığımda o mülakatçı bayan sanki hiç görüşme yapmamışız gibi soğuk bir tavırla belirttiğiniz ilanımız kapandı. Eğer bir arayışımız olursa tekrar size ulaşırız diyerek telefonu kapattı. Düşündüğümde hala bu tavıra anlam veremiyorum. Ancak bu bana şunu öğretti; mülakat ne kadar olumlu geçerse geçsin bu o anda adaya asla hissettirilmemeli yoksa adayı gereksiz bir beklentiye sokup büyük hayal kırıklığına uğratabilirsiniz. Benim gibi..
Üçüncü görüşme deneyimim ise tam bir fiyasko. Linkedin aracılığıyla işe alım uzmanı arayan bir İK Danışmanlık şirketine gittim. Bana İK’nın hangi fonksiyonunu biliyorsun gibi bir soru sordu. Bende bildiklerimi, tecrübelerimi ve projelerimi anlattım. Ben anlatıyorum o telefonu ile oynuyor! Her neyse bana evet hepsi hakkında bir tecrüben var ama hiçbirine tam olarak vakıf değilsin aslında gibi bir cümle kullandı. O an kafamda şimşekler çaktı. Derin bir nefes alıp sakin olmaya çalışırken not defterimi kafasına fırlatmamak üzere kendimi zor tutuyordum. Bunun bir stres mülakatı olma olasılığı aklıma geldi. Sonra arka odalardan birini çağırdı. Bak bu benim yeğenim dedi onu burada IEP ile çalıştırmaya başladım. Oda senin yaşında eğer anlaşırsak senide bu şekilde başlatmak istiyorum dedi. Ben şaşırmış, kulaklarıma inanamazken ağzımdan olabilir kelimesinin döküldüğüne inanamıyordum. Hiçbir iş tecrübesi olmayan bay torpil ile aynı şartlarda işe başlayacağım. Hem de tecrübesi olan ve uzman pozisyonunda biri olarak 2 hafta sonra beni aradığında iş bulduğumu söyleyerek saçma teklifini kabul etmedim. 
Bordro ve özlük işlemleri uzman yardımcısı pozisyonunda çok önemli bir hastaneye iş görüşmesine gittim. Bordro ve özlük işleri yöneticisi ve bir işe alım uzmanı ile karşılaştım. Çok soğuk, kendini kaf dağlarının zirvesinde gören muhtemel yöneticimi kesinlikle sevmedim. Bana ters sorular soruyor verdiğim mantıklı cevaplar onu bir türlü tatmin etmiyordu. Tam görüşme bitmiş kalkmak üzereyken sevgili işe alım uzmanımız çok önemli bir detayı atladığını hatırlayarak bana mülakatın başında vermesi gereken hastane ve bağlı olduğu holdingin tarihçesini anlatmaya başladı. Kesinlikle benle çalışmak istemeyeceğine emin olduğum yönetici, ay sonunda olumlu ya da olumsuz mutlaka dönüş yapacakların söyledi. Tahmin edeceğiniz üzere yapmadılar. Bende kesinlikle orada çalışmayı düşünmememe rağmen pozisyonla ilgili son durumu öğrenmek için mail attım. Ancak şu tarihe kadar hala yanıt alabilmiş değilim.
Beyaz eşya ve otomotiv sektörüne yedek parça üreten son derece kurumsal bir şirkete iş görüşmesine gittim. O kadar kurumsal ki insan kaynakları müdürünün yanında bir de yönetim kurulu danışmanı mülakata katıldı. Başvurduğum pozisyonun aksine Bordro ve özlük işleri konusunda uzman, tüm kanuni sürece hakim, işleri tek başına yönetebilecek birini aradıklarını söylediler. Ben de tüm dürüstlüğümle belirttiğiniz pozisyonla ilgili teorik bilgim ve tecrübem var ancak bu işi tek başına yürütebilecek yetkinliğe sahip olmadığımı söyledim. Birbirimize teşekkür ederek ayrıldık. O gün olumsuz olarak ayrıldıktan 1,5 ay sonra aynı şirket tekrar arayıp daha önce görüştüğümüzü hatırlatarak iş arayışımın devam edip etmediğini sordu. Bende devam etmediğini söyleyerek teşekkür ettim. Acaba o gün mülakatta bende göremeyip 1,5 ay sonra gördükleri ya da hatırladıkları ne oldu hala merak ediyorum.  
Son deneyimim ise insan kaynakları uzmanı olarak başvurduğum denizcilik sektöründe faaliyet göstere bir şirket. Görüşme yaptığı patronla iş konusunda anlamıştık ama ücret konusunda bir türlü anlaşamıyorduk. 100 lira için 15 dakika pazarlık yaptık. Bir an için kendimi kurban pazarlığında sandım. Neyse o konuyu da hallettik ama içim rahat değildi. Bir türlü bu patron, bu şirket içime sinmiyordu. Buradaki çalışma maceram 2 gün sürdü ve ayrıldım. Bu konu ile ilgili daha uzun bir makale yazacağım. 
Şu an oyuncak sektöründe lider olan bir şirkette işe alım uzmanı olarak çalışıyorum. Makalenin başında da belirttiğim gibi hayalini kurduğum bir kurumsal yapı ve pozisyon. Bir hafta öncesine kadar aday koltuğunda oturduğum mülakatlarda artık koltuğun diğer tarafındayım. Yaşadığım mülakat süreci adayla empati yapmam ve mülakatlarda neyi yapıp neyi yapmamam konusunda bana önemli bir referans oldu. Özellikle siz İK Profesyonelleri; yarın o aday koltuğunda oturuyor olabilirsiniz ve siz sevgili adaylar sabredin, azmedin, ümit edin koltuğunuzun adresi her an değişebilir. İşte bu yüzden İNSANA SAYGI!
     
 
Vatani görevi tamamladıktan sonra çok özlediğim çalışma hayatına bir an önce dönmenin hayali ve hırsıyla birazda hızlı hareket ederek iş arayışı içine girmiştim. Bu süreç içerisinde işsizlik psikolojisi ve bu psikoloji ile başa çıkabilme gibi teknikler sürekli araştırdığım ve uygulamaya çalıştığım bir konu haline dönüştü. Çok farklı sektörlerde, çok farklı insan kaynakları profesyonelleri ile tanıştığım gibi kulaklarınıza inanamayacağınız mülakat anıları yaşadım. Aslında askerlik engelinin ortadan kalkmasının ardından tecrübemde olduğunu varsaydığımda hayalini kurduğum işe çabuk ulaşacağımı düşünürken, her ne kadar iş görüşmesi için geri dönüşler alsam da inanılmaz gergin ve gülünç görüşmeler geçirdim. Görüştüğüm işe alımcılar ya da İK profesyonellerinde gördüğüm birçok olumsuz davranışı kendi gerçekleştireceğim mülakatlarda yapmamak üzere feyz aldım. Ben bu satırları yazarken inanın hala gülüyorum ve sinirleniyorum. Bu makaleyi okurken kendinizi benim yerime koyup empati yaparsanız eminim sizde benzer duyguları hissedeceksiniz. 
 
İlk görüşmem inşaat sektöründe faaliyet gösteren bir şirketle oldu. Ancak yine ulaşım sebebiyle aynı zamanda şirketin mali problemleri sebebiyle ben olumsuz sonuçlandırdım görüşmeyi. Bu görüşmede en çok dikkatimi çeken konu mülakatçının bana şirketin özel durumu hakkında bilgi vermesi oldu konu şöyle; ‘ Cihan Bey, bu bilgilerin gizli kalacağını temenni ederek sizinle paylaşıyorum, şirket biraz plansız ve agresif büyüme yapmaya kalkmış bu yüzden mali problemleri var yani maaşınızı zamanında alamayabilirsiniz, gecikmeler yaşanabiliyor. Bunu söylüyorum çünkü eğer birlikte çalışırsak ilerde bu konu yüzünden motivasyonunuzun bozulmasını istemem.’ Mülakatçı bu hareketi ile gerçekten takdirimi kazandı.      
 
Birkaç haftalık aranın ardından, yine inşaat ve yapı malzemeleri alanında faaliyet gösteren bir holdinge iş görüşmesine gittim. Bu mülakatçı bayandan son derece etkilendim. Mülakat tarzı,iş konusunda beni bilgilendirmesi, benden beklentileri, beni olumlu bulduğunu söylemesi.İlk görüşmemizde ücret konusundaki teklifini de kabul ettim. Hani şimdi çalışmaya başla demiş olsa inanın başlardım. Bana çalışacağım odayı dahi gösterdi. Ancak bir kaç adayla daha görüşme programı olduğunu bana önümüzdeki hafta mutlaka haber vereceğini söyledi. Günleri saya saya bitiremiyordum. Söylediği gün gelip çattığında ise beni aramadı. Asıl ilginç olanı ben onu aradığımda o mülakatçı bayan sanki hiç görüşme yapmamışız gibi soğuk bir tavırla belirttiğiniz ilanımız kapandı. Eğer bir arayışımız olursa tekrar size ulaşırız diyerek telefonu kapattı. Düşündüğümde hala bu tavıra anlam veremiyorum. Ancak bu bana şunu öğretti; mülakat ne kadar olumlu geçerse geçsin bu o anda adaya asla hissettirilmemeli yoksa adayı gereksiz bir beklentiye sokup büyük hayal kırıklığına uğratabilirsiniz. Benim gibi..
 
Üçüncü görüşme deneyimim ise tam bir fiyasko. Linkedin aracılığıyla işe alım uzmanı arayan bir İK Danışmanlık şirketine gittim. Bana İK’nın hangi fonksiyonunu biliyorsun gibi bir soru sordu. Bende bildiklerimi, tecrübelerimi ve projelerimi anlattım. Ben anlatıyorum o telefonu ile oynuyor! Her neyse bana evet hepsi hakkında bir tecrüben var ama hiçbirine tam olarak vakıf değilsin aslında gibi bir cümle kullandı. O an kafamda şimşekler çaktı. Derin bir nefes alıp sakin olmaya çalışırken not defterimi kafasına fırlatmamak üzere kendimi zor tutuyordum. Bunun bir stres mülakatı olma olasılığı aklıma geldi. Sonra arka odalardan birini çağırdı. Bak bu benim yeğenim dedi onu burada IEP ile çalıştırmaya başladım. Oda senin yaşında eğer anlaşırsak senide bu şekilde başlatmak istiyorum dedi. Ben şaşırmış, kulaklarıma inanamazken ağzımdan olabilir kelimesinin döküldüğüne inanamıyordum. Hiçbir iş tecrübesi olmayan bay torpil ile aynı şartlarda işe başlayacağım. Hem de tecrübesi olan ve uzman pozisyonunda biri olarak 2 hafta sonra beni aradığında iş bulduğumu söyleyerek saçma teklifini kabul etmedim. 
 
Bordro ve özlük işlemleri uzman yardımcısı pozisyonunda çok önemli bir hastaneye iş görüşmesine gittim. Bordro ve özlük işleri yöneticisi ve bir işe alım uzmanı ile karşılaştım. Çok soğuk, kendini kaf dağlarının zirvesinde gören muhtemel yöneticimi kesinlikle sevmedim. Bana ters sorular soruyor verdiğim mantıklı cevaplar onu bir türlü tatmin etmiyordu. Tam görüşme bitmiş kalkmak üzereyken sevgili işe alım uzmanımız çok önemli bir detayı atladığını hatırlayarak bana mülakatın başında vermesi gereken hastane ve bağlı olduğu holdingin tarihçesini anlatmaya başladı. Kesinlikle benle çalışmak istemeyeceğine emin olduğum yönetici, ay sonunda olumlu ya da olumsuz mutlaka dönüş yapacakların söyledi. Tahmin edeceğiniz üzere yapmadılar. Bende kesinlikle orada çalışmayı düşünmememe rağmen pozisyonla ilgili son durumu öğrenmek için mail attım. Ancak şu tarihe kadar hala yanıt alabilmiş değilim.
 
Beyaz eşya ve otomotiv sektörüne yedek parça üreten son derece kurumsal bir şirkete iş görüşmesine gittim. O kadar kurumsal ki insan kaynakları müdürünün yanında bir de yönetim kurulu danışmanı mülakata katıldı. Başvurduğum pozisyonun aksine Bordro ve özlük işleri konusunda uzman, tüm kanuni sürece hakim, işleri tek başına yönetebilecek birini aradıklarını söylediler. Ben de tüm dürüstlüğümle belirttiğiniz pozisyonla ilgili teorik bilgim ve tecrübem var ancak bu işi tek başına yürütebilecek yetkinliğe sahip olmadığımı söyledim. Birbirimize teşekkür ederek ayrıldık. O gün olumsuz olarak ayrıldıktan 1,5 ay sonra aynı şirket tekrar arayıp daha önce görüştüğümüzü hatırlatarak iş arayışımın devam edip etmediğini sordu. Bende devam etmediğini söyleyerek teşekkür ettim. Acaba o gün mülakatta bende göremeyip 1,5 ay sonra gördükleri ya da hatırladıkları ne oldu hala merak ediyorum.  
 
Son deneyimim ise insan kaynakları uzmanı olarak başvurduğum denizcilik sektöründe faaliyet göstere bir şirket. Görüşme yaptığım patronla iş konusunda anlamıştık ama ücret konusunda bir türlü anlaşamıyorduk. 100 lira için 15 dakika pazarlık yaptık. Bir an için kendimi kurban pazarlığında sandım. Neyse o konuyu da hallettik ama içim rahat değildi. Bir türlü bu patron, bu şirket içime sinmiyordu. Buradaki çalışma maceram 2 gün sürdü ve ayrıldım. Bu konu ile ilgili daha uzun bir makale yazacağım. 
 
Şu an oyuncak sektöründe lider olan bir şirkette işe alım uzmanı olarak çalışıyorum. Makalenin başında da belirttiğim gibi hayalini kurduğum bir kurumsal yapı ve pozisyon. Bir hafta öncesine kadar aday koltuğunda oturduğum mülakatlarda artık koltuğun diğer tarafındayım. Yaşadığım mülakat süreci adayla empati yapmam ve mülakatlarda neyi yapıp neyi yapmamam konusunda bana önemli bir referans oldu. Özellikle siz İK Profesyonelleri; yarın o aday koltuğunda oturuyor olabilirsiniz ve siz sevgili adaylar sabredin, azmedin, ümit edin koltuğunuzun adresi her an değişebilir. İşte bu yüzden İNSANA SAYGI!