BİR GİRİŞİMCİLİK HİKAYESİ 'YEMEKSEPETİ'

02.08.2015 13:54

İnterneti aktif olarak kullanıp, birazda boğazınıza düşkünseniz mutlaka yemeksepeti.com’ u ziyaret etmişsinizdir. Alman Delivery Hero’nun yemeksepeti’ni  589 milyon dolar bedel ile satın alması haftanın bana göre en önemli haberlerinden biriydi. 4 arkadaşın 15 yıl önce 80 bin dolar sermaye ile kurduğu şirketin böyle bir bedelle satılması Türkiye Cumhuriyeti  tarihinin en büyük internet satışlarından biri anlamına geliyor,  başta kendim olmak üzere girişimci adaylarına ilham olabilecek bir satın alma olduğunu düşünüyorum.

Ancak bu haberi bu kadar ilginç kılan asıl önemli faktör yemeksepet’ ni  kuran 4 kişiden biri olan ve şirkette ceo konumundaki kişi Nevzat Aydın’ın 589 milyon doların 27 milyon dolarını kurucu ortaklarla birlikte aldıkları karar doğrultusunda, vergisi ödenmiş bir şekilde 114 çalışanına prim olarak dağıttığını açıklaması. Bu nasıl bir işveren, bu nasıl vizyon sahibi bir kişilik diye düşünüp, birazda bu olayı araştırırken Ayşe Arman ile yaptığı keyifli söyleşiyi okuma fırsatı buldum.  Ben okumaktan o kadar keyif aldım ki kim bilir onlar bu söyleşiyi yaparken ne kadar eğlendiler.

Bu söyleşiyi okurken birkaç anahtar nokta keşfettim,  şirketi 80 bin dolar sermaye ile 4 arkadaş kuruyorlar ve böylece ortalama 20 bin dolar sermaye ile riski dağıtmışlar. Nevzat Aydın 15 sene önceden bu günleri görmüş gibi bu işte ısrar ediyor söyleşide 6 yıl maaş alamadıklarını söylüyor,  bu 6 yıl boyunca nasıl koşullarda yaşadılar imkanım olsaydı da sorsaydım ve bence en önemlisi şirketi kurdukları yıldan itibaren aralıklarla teklifler aldıklarını ama satmadıklarını söylüyor. 80 bin dolar sermaye ile bir şirket kuracağım, bırakın 589 milyon doları 1 milyon dolar dahi teklif etseler ertesi gün soluğu noterde alırdım herhalde  J  şaka bir tarafa sanırım biraz sabırsız bir insanım bu sebeple benden girişimci olmaz gibi. Nevzat bey o kadar sabretmiş ki hani biraz daha sabretseler satışın daha yüksek bir bedelle gerçekleşebileceğinide söylüyor. En önemlisi çalışanlarını rahat ettirmek için elinden geleni yapması takım elbise giymediklerini, tüm iş görüşmelerini kendisinin yaptığını belirtiyor ve sanırım yemeksepetinde çalışmak için tek şart bir tutkunuz olması. Nevzat Bey:  ben öğlen yemeğine çıktığımda çalışanım bana iş değil tutkusundan bahsetmeli bu konuda sohbet etmeliyiz diyebilecek kadar rahat bir insan, Söyleşi içerisinde Nevzat Bey’in birçok işverene kötü örmek olduk demesi aslında mizah anlayışının kuvvetinin bir göstergesi. Çalışanlar açısından bakacak olursak bu 114 şanslı insan bu primi aldıklarına mı sevinmeli yoksa Nevzat Aydın gibi değerli biriyle çalıştıkları için mi şükretmeli ben bilemedim

Yazımın sonuna gelirken birçok işverenin okuyup, ilham alması ve odalarının en güzel yerine asmaları gerektiğini düşündüğüm bu keyifli söyleşinin linkinin sizlerle paylaşıyorum. https://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ayse-arman_12/27-milyon-dolari-114-calisanimiza-verdik_29643599